13 Ağustos 2009 Perşembe

Faith No More / İstanbul Konseri



Utanç dolu bir yazıya hazır mısınız?


Dün sabah saat 10'da Maçka Küçükçiftlik Parkı'nın kapısından girdiğimde, ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Oturduk, çayımızı içtik, fırtına öncesi sessizliğin keyfini çıkardık bir süre.


Benim içerideki görevim kolaydı, zaten asistandım. Bana ne derlerse onu yapacağımdan rahattım açıkcası. İlk defa sahnenin arkasında olduğum için, biraz şaşkın tavuk gibi ortalarda dolansam da kendime sakin olmayı telkin edip, biraz da "laf dinleyip" işleri yoluna koydum (sanırım).

Sahnenin üzerindeki telaş uzaktan seyredilince hakikaten keyifli. Faith No More'un kırmızı perdeleri harıl harıl asılıyor, kablolar çekiliyor, ışıklar yerleştiriliyor. Ses teknisyenlerinin "al şu takatukaları" diye tekerleme söylemelerini istiyorum ben artık.

Türkler "se a ses a aaağğğ" diyor, yabancılar "heeeey heeey hey hey yea yeahhh yeaah". Bir kaç dakika sürse de bu manasızlık bir ömür gibi geçiyor.Sonra davullar ve diğer enstrumanları ayarlıyorlar.


3 grup çıkacak. Nekropsi, Kurban ve Faith No More. Dolayısıyla sahnede 3 ayrı set var, en önde Nekropsi, bir arkada kurban, en arkada da FNM.

Kurban minik bir performans ile testini yaptı. Buna da sanırım en çok ben memnun oldum zira, MP3 player'ımda hala Kurban'ın ilk albümü var, ve bu adamları en son canlı dinlediğim zaman Pink konseriydi.



Bu esnada, arkadaşlarım Ozan Eicher ve Simto Alev geldi. Bir yandan karpuz ve üzüm yiyip, bir yandan da sohbet ettik bir süre. (Üzümler hakikaten çok lezzetliydi ama belirtmeden geçemem!)

İlk performans Nekropsi'nin oldu. Dinleyenleri kusuruma bakmasın, bu grubun müziği bana hiç bir şey ifade etmedi. Ama sahne performansları güzel, hevesliler. Kurban'ı özlemenin iyi bir fikir olduğunu da düşünmüyorum artık. Boşvermişlikleri özensizlikleri sahnelerine yansıyor. Şarkıları tuhaf tuhaf söyleyen Deniz'i anlamıyorum, bir kaç sene önce dinlediğim, tüm izleyicileri hop hop yerinden hoplatan Kurban değildi dün gece sahnedeki.


DİKKAT! Yazının utanç dolu kısmına geldiniz.


Faith No More.. Yıllarca adını duydum. Konser öncesindeki youtube dinlemelerime kadar hiç dinlemedim. Cahilim evet. Grubun yıllardır hayranı olup da dün gece konsere gidememişleriniz bana söveceklerdir eminim. Yapmayın. Pişmanım. Zararın neresinden dönersek dönelim kardır değil mi?

Bu adamlar Avrupa'da festivallerde headliner olarak çıkıyorlar. İnanılmaz kalabalık seyirci kitlelerine konser veriyorlar. Lütfen youtube'da "faith no more live" keywordleriyle arayın, kalabalığa bakın. Maçka parkında Türkiye'ye ilk defa gelmelerine rağmen, tabiri caizse bir avuç insan izledi bu harika adamları. Ben eğer görevli olmasaydım, muhtemelen diğer grup insan gibi, görmeden farketmeden, geçip gideceklerdi.

Hayatımda hiç Mike Patton'unki kadar dinlenebilir bir brutal vokal dinlemedim. Adam 1968 doğumlu, ama sahnede 2 saniye yerinde durmayacak enerjisi var! Sahneye renkli takım elbiselerle çıktılar. Mike'ınki yavruağzıydı, ve ceket ceplerinde gül taşıyorlardı. Hah, evet işte şimdi kırmızı ağır kadife perdeler anlam kazandı.

2 kere bis yaptılar, bis yapan grupların sahne arkasında ne yaptığı çok merak ettiğim bi durumdu gerçekten de. Size söyleyeyim; hiç bir şey yapmıyorlar, konuşuyorlar ve en azından FNM çok anlaşılırdı ki, konser hakkında konuşmuyordu. Şakalaşıyorlar, gülüşüyorlar ve "ağızlarını ıslatıyorlar" o kadar.

Mike, seyirciler tarafından sahneye fırlatılan Türk Bayrağı baskılı tşörtü hemen giydi. Sonraki konuşmaları dahil, videoya çektim, en kısa zamanda videolar da burada olacak.

İki genç, konser alanının dışında sahneye göre sol tarafta kalan tepede, ağaca çıkmış ve konseri ordan izliyorlarmış meğerse. Mike onları gördü, ışık teknisyenlerine spot ışıklarını onlar doğrultmalarını söyledi. Bir süre onlarla konuştu ve konser devam etti.

FNM hakkında söyleyeceğim bir diğer güzel şey de şu. Sevgili yerli gruplarımızın egolarının %1'i bile bu grupta yok. SIFIR EGO. İnanılmaz uyumlu, inanılmaz anlayışlı bir ekip ve güleryüzlü bir grupla beraber çalıştık. Teşekkürler ediyorum her birine.

Ah, hiç olmaz mı? Mike ile tabii ki bir resmim var.

Ozan'ın objektifinden daha kaliteli FNM resimleri için BURAYI tıklayabilirsiniz.

Nihayetinde, ben çok eğlenmiş olarak terkettim mekanı. Evet yoruldum açıkçası yalan yok, ama ertesi gün yine gel deseler uyumadan bile giderdim. Geldi geçti hayatımdan bir FNM, buna sebep olan "Ablam"a çok teşekkür ederim buradan. O olmasaydı, bu farklı deneyimi yaşayamazdım.


Ah, sizlere canlı dinlediğimde de çok hoşuma giden şu FNM parçası ile veda edeyim: Midlife Crisis.



Son olarak: Konser sonrası, FNM ne yedi dersiniz? Kızılkayalar'dan ıslak hamburger. Evet. Çok ciddiyim.

Bahriye.

2 yorum:

Simto Alev dedi ki...

Her şey süperdi. (sen dahil):D

Bahriye Sarıkaya dedi ki...

Teşekkür ederim canım!!

Yorum Gönder